18 Ekim 2013 Cuma

doğuştan kankalar

bi gün otobüsteydik, o ve ben, bi arkadaşımız daha… o ve ben kardeştik, diğeri arkadaşımız. otobüste sessizlik… bi süre sonra o dayanamadı ve arkadaşımıza dedi ki “seninle sürekli konuşmak, sana bi şeyler söylemek zorunda hissediyorum kendimi”… bizse konuşmazdık, gerek duymazdık sözcüklere. birbirimizin bakışından duruşundan anlardık ne düşündüğümüzü.

o günü hiç unutmuyorum. belki aynı anne-babadan doğmamıştık, ama kardeştik biz. o gün gerçekten anlamıştım bunu.
hala da kardeşiz, böyle “kardeştik” dediğime bakmayın…
bizim yolumuz bundan 14 sene evvelinde kesişmişti… yıllarca 7 gün/24 saatimiz birlikte geçti. sonra hayat işte, bi şekilde ayrı düştük. işlerimiz ayrıldı, evlerimiz ayrıldı, ortamlarımız ayrıldı. daha seyrek görüşür olduk. birbirimize kırılsak da hep unuttuk, hep affettik…
ama her ne olursa olsun, 3-5 ayda bir de görüşebiliyo olsak, onun yeri benim için hep çok farklı. o benim arkadaşım, dostum değil, ailem çünkü.

en acemi usta’ya başladığım günlerde anne oldu o. ben de gururla anlattım en acemi teyze’liğimi size… sonra ben anne oldum…
ben onun doğumunda yanındaydım, o da benim…
ama gene hayat, aylarca görüşemedik…

ve bugün… atlayıp geldiler…
can bebe ve demir abisi, doğuştan kankalar, bugün birlikte ilk pozlarını verdiler :)
fotoğrafa baktıkça gözlerim doluyo, o kadar çok anı, o kadar çok kahkaha, o kadar çok gözyaşı var ki bu fotoda…
can ve demir çok şanslılar, inanıyorum. biz geç aile olduk ama onlar bu aileye doğdular. demir de kapıda kaldığında gelip can’ın yatağında yatacak. can da bi lazlık yaptığında demir ona gülecek, ama başkasının gülmesine müsaade etmeyecek. can da demir’in bi bakışından onun ne düşündüğünü anlayacak. onlar, otobüste bi yere giderken konuşmaya ihtiyaç duymayacaklar…

ne kadar iyi dostun varsa o kadar şanslısın bu hayatta.

benimkiler nicelikte değilse de nitelikte öyle “çok”lar ki :)

16 Ekim 2013 Çarşamba

peynirin ev hali

eveett, bugünkü tarifimiz evde peynir yapımı gençler :)
ama sanmayın ki evde çeşit çeşit beyaz peynirler, ezineler, kaşar peynirleri yapıcaz… tabi ki hayır, en acemi usta ne yapar: en basiti neyse onu :) yani gençler, evde lor peyniri yapıyoruz :)))

utanmadan bunu büyük bi başarıymış gibi anlatıcam şimdi size :) çünkü sanırım dünyanın en basit işi bu olsa gerek. ama ben internette tarif arayıp yaptığım için ilk lorumu, bunu da bi başarı öyküsü olarak burada tarifleyip yazmaya karar verdim tabi ki :)

(kahkaha prof'u yiğit özgür'den)
öncelikle, insan niye evde lor peyniri yapar :) 
tabi ki ilk cevap evde ek gıdaya geçmeye çalışan bi bebe varsa :) 
ikinci cevap evde bol bol süt var ama peynir yok, canınız da börek istedi, e o sütler neden lor peyniri olup böreklerinizi süslemesin diymi? :) sanırım başka da bi sebebi yok. 
bi dakka ya, bi de aslında sanırım insanlar sütleri kesilince o kesik sütleri lor yapıyolar… ulen, sanırım zaten lor peynir süt kesiği demek… hmmm evet şu an bi aydınlanma yaşadım ama neyse, bu aydınlanmayı hiç yaşamamış gibi ben bi tarifleyeyim şu lor peynir yapımını :)

malzemeler:
günlük süt
limon

evet sadece bu kadar :) peki napıyoruz, sütü fıkır fıkır kaynatıyoruz. taşmaya başlar gibi oldu mu hop içine limonu sıkıveriyoruz. üstünde top top lorlar toparlanmaya başlayana kadar sıkıyoruz limonu… azcık daha fıkırdatıyoruz bu lorlanmış sütü... sonra altına bardak koyduğumuz bi tülbente döküyoruz cezveyi. lorun suyu tamamen bardağa akana kadar bekliyoruz. sonra lorları tülbentten alıyoruz.

işte bu kadar :)

sonra da aman yaleppim ne kadar da yetenekliyim diye evde böbürlenerek gezebilirsiniz :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...