8 Eylül 2014 Pazartesi

kekler mekler

ho ho ho :)
tarifte ve her şeyde arayı oldukça açmışım, hemen telafi etmek isterim :)
e bi de kendi yaptığım yemeklerin tariflerini geri dönüp kendi bloğumdan yapabilen bi insan olduğumdan yazmadığımda yaptığım şeyi bi daha yapamıyorum arkadaş :)

yumurtasız bi kek tarifim var, yaptım denedim oldu.

malzemeler kolaycacık:
2 bardak un
yarım bardak sıvı yağ (ben zeytinyağı tercih ettim)
1,5 bardak süt
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 bardak şeker (esmer şeker olsa sanki daha bi güzel olabilir)
1 paket kakao

yapılışı daha da kolaycacık: şeker, vanilya ve yağı bi güzel çırpıyoruz. sonra un, kakao ve kabartma tozunu, üstüne de yavaşça sütü ekliyoruz. bi güzel çırpmaya devam :) hepsi bulamaç olunca yağladığınız kek kalıbına, ya da benim gibi kek kalıbı olmayanlar için, yağlı kağıt serdiğiniz borcamınıza bu bulamaçı döküyoruz. 180 derece ısıttığımız fırına atıyoruz, 35-40 dakikada muhteşem kekimiz hazııırrr :) isterseniz ortasına kürdan batırıp içinin ıslak kalıp kalmadığını anlayabilirsiniz. zaten 20. dakika itibariyle evi nefis kek kokusu sarmaya başlıyo :)

bu arada ben bu keki ilk yaptığımda ortası ıslak kalmıştı. ama sanki o zaman daha bi güzel oldu :) içinde yumurta gibi çiğ kalsa problem olcak bişey de yok, misler gibi yedik valla keki. bu fotoğrafta gördüğünüz de o ilk kekim işte :) yağlı kağıt koymasam şekli daha güzel olurdu belki ama böyle de yıkaması kolay oldu (tembel işi)


4 Şubat 2014 Salı

iyi ki vardın leyla ile mecnun!

gündemi geriden takip etmeye bayılıyorum. sonra bi de utanmadan gelip burada yazmaya daha da bayılıyorum :)

uzuuuuun zamandır yazmak istediğim ama yazamadığım bişeydi “leyla ile mecnun”un bitişi, “ben de özledim”in başlaması… ben üşene erteleye yazana kadar ben de özledim de bitti, iyi mi!
ama boynumun borcu, yazmasam olmaz.

evet, yazmakta geç kaldım.. tamam yazarım nasılsa yolumuz uzun dedim, meğer o kadar da uzun değilmiş..

madem ki sevdiklerimizden çabuk ayrılıyoruz, bu yazıyı tüm sevdiklerim için yazıyorum...

daha önce de dedim, leyla ile mecnun'un hastasıdır en acemi usta diye. sonra noldu, hop sevgili trt diziyi yayından kaldırdı. kahrolsun bağzı trt'ler diye ağlaştık o zaman.. sonra dediler ki durun, üzülmeyin, aynı ekip özleyenlerine ben de özledim diyecek.. oh oh pek sevindik, bi yandan telaşlandık acaba leyla ile mecnun gibi efsanevi olacak mı, karşımıza ne çıkacak diye..

sonra o gün geldi, 25 ekim 2013, tarihe not düşülsün, ben de özledim'in başladığı gün hepimiz oturduk ekran karşısına. hem kısa olacak hem de yine gülücez eğlenicez diye sevinçle...

peki ya noldu, evet güldük eğlendik, onlarsız koca bi yazın ardından yine onlarla olmaktan keyif aldık.. sonra dediler ki ben de özledim'de, leyla ile mecnun'un finali olsaydı nasıl olacaktı biliyo musunuz.. sonraki sahne 10 dakika falan sürdü sanırım.. benim o geceye dair tek hatırladığım, aralıksız ağladığım...

"hepimiz şu oda kadarız" demişler... içinde olduğun oda hangisiyse, o oda kadarsın.. yavuz o yüzden hep camdan girmiş içeri, ismail abi o yüzden hep allı pullu giyinmiş, erdal bakkal o yüzden tuzluğa benzermiş, kaan o yüzden hiç büyümezmiş…

ben de özledim ilk bölümüyle öylesi yıktı geçti beni… diziyi izlerken güldüm mü, ne kadar güldüm, leyla ile mecnun kadar keyif aldım mı o kısımları hatırlamıyorum.. tek hatırladığım o son 10 dakika…
geç başlıyodu ben de özledim bi de, 23:30’da.. ben o saatlere pek fazla kalamıyorum malum, hem iş güç hem gece boyu ve sabahın körü uyanan bi bebeyle zor, 12’yi görmek mucize… yine de ilk bölüm dayandım… 2. bölüm de dayandım evet, ve saatlerce güldüğüm “biri beni silksin” esprisi.. çok basit, ama çok zekice, kahkaha attıran, akıllara geldikçe gülümseten :)
ama yok, 3. bölümü getiremedim… uyku arasında gözümü açıp bir iki sahne görmüşümdür, en fazla o… sonra noldu, o da bitti… 13. bölümüyle leyla ile mecnun’dan, ben de özledim’den, ismail abiden tamamen ayrıldık artık…

ama leyla ile mecnun bambaşkaydı, hep dedim, yine diyorum, aklıma geldikçe de dicem.. dizi siteleri bir bir kapanıyo, napsam netsem de oğlum esprileri anlıycak yaşa geldiğinde ona da izletsem onun derdine düştüm şimdi…
iyi ki vardın ben leyla ile mecnun, iyi ki burak aksak var, iyi ki ali var, serkan var, osman var, cengiz var iyi ki ismail abiyi gördük, tanıdık sevdik güldük, iyi ki erdal bakkalı tanıdık, onunla dans ettik, eğlendik…

iyi ki vardın, iyi ki…

2 Ocak 2014 Perşembe

geçip giden zamanı tutabilir misiniz?

eveeettt, acemi usta bu blogda 4. yılbaşısını da gördü :)
ama bu sene diğer yılbaşılardan biraz farklıydı tabi acemi usta için :)

dağ gibi 2013 de geçti gitti görüyo musunuz... yıllar su gibi geçip gidiyo da insanoğlu farkına varmıyo. ama benim için 2013, koca bi senenin nasıl hızlı geçtiği elle tutulur, gözle görülür bi sene oldu valla.

evet, 2013'te ben zamanı kucağıma aldım, ellerimle tuttum, kokladım, öptüm. zaman o kadar gözümün önünde aktı ki, önce doğdu, sonra ağladı, sonra dönmeye başladı, sonra emekledi, sonra ayağa kalktı... zaman şimdi tay tay zamanı, konuşmaya başlama zamanı :)


geçen yılbaşında benim ailem 2 kişiydi, eşim ve ben. bu sene tam 3 kişi: eşim, ben ve oğlum...
geçen yılbaşında oğlum karnımdaydı, bu sene kucağımda...
geçen yılbaşında bir kadındım, bu sene anne...

insan anne olana kadar gerçekten zamanın nasıl geçtiğini anlamıyormuş, bunu anladım. 

sizin de tüm rüyalarınız 2014'te gerçek olsun inşallah...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...