ho ho ho :)
tarifte ve her şeyde arayı oldukça açmışım, hemen telafi etmek isterim :)
e bi de kendi yaptığım yemeklerin tariflerini geri dönüp kendi bloğumdan yapabilen bi insan olduğumdan yazmadığımda yaptığım şeyi bi daha yapamıyorum arkadaş :)
yumurtasız bi kek tarifim var, yaptım denedim oldu.
malzemeler kolaycacık:
2 bardak un
yarım bardak sıvı yağ (ben zeytinyağı tercih ettim)
1,5 bardak süt
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 bardak şeker (esmer şeker olsa sanki daha bi güzel olabilir)
1 paket kakao
yapılışı daha da kolaycacık: şeker, vanilya ve yağı bi güzel çırpıyoruz. sonra un, kakao ve kabartma tozunu, üstüne de yavaşça sütü ekliyoruz. bi güzel çırpmaya devam :) hepsi bulamaç olunca yağladığınız kek kalıbına, ya da benim gibi kek kalıbı olmayanlar için, yağlı kağıt serdiğiniz borcamınıza bu bulamaçı döküyoruz. 180 derece ısıttığımız fırına atıyoruz, 35-40 dakikada muhteşem kekimiz hazııırrr :) isterseniz ortasına kürdan batırıp içinin ıslak kalıp kalmadığını anlayabilirsiniz. zaten 20. dakika itibariyle evi nefis kek kokusu sarmaya başlıyo :)
bu arada ben bu keki ilk yaptığımda ortası ıslak kalmıştı. ama sanki o zaman daha bi güzel oldu :) içinde yumurta gibi çiğ kalsa problem olcak bişey de yok, misler gibi yedik valla keki. bu fotoğrafta gördüğünüz de o ilk kekim işte :) yağlı kağıt koymasam şekli daha güzel olurdu belki ama böyle de yıkaması kolay oldu (tembel işi)
8 Eylül 2014 Pazartesi
4 Şubat 2014 Salı
iyi ki vardın leyla ile mecnun!
gündemi
geriden takip etmeye bayılıyorum. sonra bi de utanmadan gelip burada yazmaya
daha da bayılıyorum :)
uzuuuuun
zamandır yazmak istediğim ama yazamadığım bişeydi “leyla ile mecnun”un bitişi, “ben
de özledim”in başlaması… ben üşene erteleye yazana kadar ben de özledim de
bitti, iyi mi!
ama boynumun
borcu, yazmasam olmaz.
evet,
yazmakta geç kaldım.. tamam yazarım nasılsa yolumuz uzun dedim, meğer o kadar
da uzun değilmiş..
madem ki
sevdiklerimizden çabuk ayrılıyoruz, bu yazıyı tüm sevdiklerim için yazıyorum...
daha önce de
dedim, leyla ile mecnun'un hastasıdır en acemi usta diye. sonra noldu, hop
sevgili trt diziyi yayından kaldırdı. kahrolsun bağzı trt'ler diye ağlaştık o zaman..
sonra dediler ki durun, üzülmeyin, aynı ekip özleyenlerine ben de özledim
diyecek.. oh oh pek sevindik, bi yandan telaşlandık acaba leyla ile mecnun gibi
efsanevi olacak mı, karşımıza ne çıkacak diye..
sonra o gün
geldi, 25 ekim 2013, tarihe not düşülsün, ben de özledim'in başladığı gün
hepimiz oturduk ekran karşısına. hem kısa olacak hem de yine gülücez eğlenicez
diye sevinçle...
peki ya
noldu, evet güldük eğlendik, onlarsız koca bi yazın ardından yine onlarla
olmaktan keyif aldık.. sonra dediler ki ben de özledim'de, leyla ile mecnun'un
finali olsaydı nasıl olacaktı biliyo musunuz.. sonraki sahne 10 dakika falan
sürdü sanırım.. benim o geceye dair tek hatırladığım, aralıksız ağladığım...
"hepimiz
şu oda kadarız" demişler... içinde olduğun oda hangisiyse, o oda
kadarsın.. yavuz o yüzden hep camdan girmiş içeri, ismail abi o yüzden hep allı
pullu giyinmiş, erdal bakkal o yüzden tuzluğa benzermiş, kaan o yüzden hiç
büyümezmiş…
ben de
özledim ilk bölümüyle öylesi yıktı geçti beni… diziyi izlerken güldüm mü, ne
kadar güldüm, leyla ile mecnun kadar keyif aldım mı o kısımları hatırlamıyorum..
tek hatırladığım o son 10 dakika…
geç başlıyodu
ben de özledim bi de, 23:30’da.. ben o saatlere pek fazla kalamıyorum malum,
hem iş güç hem gece boyu ve sabahın körü uyanan bi bebeyle zor, 12’yi görmek mucize…
yine de ilk bölüm dayandım… 2. bölüm de dayandım evet, ve saatlerce güldüğüm “biri
beni silksin” esprisi.. çok basit, ama çok zekice, kahkaha attıran, akıllara
geldikçe gülümseten :)
ama yok, 3.
bölümü getiremedim… uyku arasında gözümü açıp bir iki sahne görmüşümdür, en
fazla o… sonra noldu, o da bitti… 13. bölümüyle leyla ile mecnun’dan, ben de
özledim’den, ismail abiden tamamen ayrıldık artık…
ama leyla ile
mecnun bambaşkaydı, hep dedim, yine diyorum, aklıma geldikçe de dicem.. dizi
siteleri bir bir kapanıyo, napsam netsem de oğlum esprileri anlıycak yaşa
geldiğinde ona da izletsem onun derdine düştüm şimdi…
iyi ki
vardın ben leyla ile mecnun, iyi ki burak aksak var, iyi ki ali var, serkan var, osman
var, cengiz var iyi ki ismail abiyi gördük, tanıdık sevdik güldük, iyi ki erdal
bakkalı tanıdık, onunla dans ettik, eğlendik…
iyi ki
vardın, iyi ki…
2 Ocak 2014 Perşembe
geçip giden zamanı tutabilir misiniz?
eveeettt, acemi usta bu blogda 4. yılbaşısını da gördü :)
ama bu sene diğer yılbaşılardan biraz farklıydı tabi acemi usta için :)
dağ gibi 2013 de geçti gitti görüyo musunuz... yıllar su gibi geçip gidiyo da insanoğlu farkına varmıyo. ama benim için 2013, koca bi senenin nasıl hızlı geçtiği elle tutulur, gözle görülür bi sene oldu valla.
evet, 2013'te ben zamanı kucağıma aldım, ellerimle tuttum, kokladım, öptüm. zaman o kadar gözümün önünde aktı ki, önce doğdu, sonra ağladı, sonra dönmeye başladı, sonra emekledi, sonra ayağa kalktı... zaman şimdi tay tay zamanı, konuşmaya başlama zamanı :)
geçen yılbaşında bir kadındım, bu sene anne...
ama bu sene diğer yılbaşılardan biraz farklıydı tabi acemi usta için :)
dağ gibi 2013 de geçti gitti görüyo musunuz... yıllar su gibi geçip gidiyo da insanoğlu farkına varmıyo. ama benim için 2013, koca bi senenin nasıl hızlı geçtiği elle tutulur, gözle görülür bi sene oldu valla.
evet, 2013'te ben zamanı kucağıma aldım, ellerimle tuttum, kokladım, öptüm. zaman o kadar gözümün önünde aktı ki, önce doğdu, sonra ağladı, sonra dönmeye başladı, sonra emekledi, sonra ayağa kalktı... zaman şimdi tay tay zamanı, konuşmaya başlama zamanı :)
geçen yılbaşında benim ailem 2 kişiydi, eşim ve ben. bu sene tam 3 kişi: eşim, ben ve oğlum...
geçen yılbaşında oğlum karnımdaydı, bu sene kucağımda...geçen yılbaşında bir kadındım, bu sene anne...
insan anne olana kadar gerçekten zamanın nasıl geçtiğini anlamıyormuş, bunu anladım.
sizin de tüm rüyalarınız 2014'te gerçek olsun inşallah...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)